8 Ekim 2024 Salı
DOĞA DOKTOR GİBİ ŞİFA DAĞITIYOR!
Edremit Körfezinde şifalı bitkiler araştırması bölgenin doğal zenginliğini birkez daha ortaya koydu.
Etnobotanik, yararlı bitkiler, tıbbi bitkiler tespit edildi.
HAVRAN VE BURHANİYE'DE HANBAR TOHUMLUK AMBAR VE
ETNOBOTANİK ARAŞTIRMALAR RAPORU BÖLGEMİZDE YETİŞEN BİTKİLERİN ÖNEMİNE IŞIK TUTUYOR.
Araştırma alanı Havran ve Burhaniye (Balıkesir) ilçeleridir. Çalışma, Havran ve Burhaniye ilçelerine bağlı 25 köy altı yerel pazar ve çok sayıda arazi gezisi yapılarak gerçekleştirilmiştir. Havran'ın 26 köyü ve Burhaniye zengin bir bitki örtüsüne sahip Kazdağları ve Madra Dağı arasında kalan ovada kurulmuş İlçenin 25 köy ve bir beldesi bulunmaktadır.
Rıdvan POLAT ve Fatih SATIL tarafından 2007-2009 yılları arasında Havran ve Burhaniye yörelerinde sürdürülen etnobotanik araştırmalarında 76 familyaya ait 239 bitki taksonu ve dokuz mantar familyasına ait 10 mantar çeşidi incelendiği belirtildi. Havran ve Burhaniye köylerini kapsayan Araştırma alanında etnobotanik araştırmalar sonucu toplanan 239 bitki taksonundan 193 tanesi yörede doğal olarak yetişirken, 46 tanesi ekimi yapılan taksonlardır. Bu bitkilerin sırasıyla gıda (141), halk tıbbı (118), el sanatları (48), süs (34), hayvan yemi (30), yakacak (20) takson olarak yörede kullanıldıkları tespit edildiği belirtildi.
Bu çalışma Balıkesir İlinin Havran ve Burhaniye ilçelerinde halkın faydalandığı doğal bitkileri belirlemek ve bu bitkilerin kullanım çeşitliliğini, buna bağlı kültürel zenginliği ortaya koymak amacıyla yapıldığı açıklanırken, Açıklamanın detayında, “Çalışma Haziran 2007 ve Eylül 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında Havran ve Burhaniye ilçe merkezleri ve ilçelere bağlı yaklaşık 25 köy gezilmiş, 244 kaynak kişi ile görüşülmüş ve ek olarak 400 ilk ve ortaöğretim öğrencisine anket çalışması uygulanmıştır. Arazi çalışmaları esnasında 500 kadar bitki örneği toplanmış ve yaklaşık 1200 adet fotoğraf çekilmiştir. Araştırma alanında 76 familya ve 194 cinse ait tür ve türaltı seviyede 239 bitki taksonunun etnobotanik kullanımları kayıt altına alınmıştır. Bu bitkilerin gıda (141), halk tıbbı (118), el sanatları (46), süs (34), hayvan yemi (30) ve yakacak (20) olarak yörede kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca arıcılık, avcılık, çatı örtüsü, yatıştırıcı, çocuk oyunları, koku verici vb. çok değişik alanlarda kullanıma sahip 40 takson saptanmıştır. Yörede yapılan çalışmalarda 9 bitki taksonuna ait etnobotanik veriler ilk kez kayıt altına alınmıştır. Çalışma kapsamında alanda gıda olarak tüketilen ve yerel pazarlarda satılan 10 mantar çeşidi ile ilgili veriler de kayıtlara eklenmiştir.
HAVRAN VE BURHANİYE'DE (BALIKESİR) ETNOBOTANİK ARAŞTIRMALARI
Bu çalışma 2010 yılında Balıkesir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstütüsü'ne Doktora tezi olarak sunulan ''Havran ve Burhaniye (Balıkesir) Çevresinde Tarımsal Biyoçeşitlilik ve Etnobotanik Araştırmaları'' adlı çalışmanın etnobotanik kısmını oluşturmaktadır. Etnobotanik araştırmalar kapsamında, Havran ve Burhaniye (Balıkesir) yörelerinde halkın gıda, ilaç, yem, yakacak ve diğer amaçlarla faydalandığı veya geçmişte faydalandı¬ ğı fakat günümüzde unutulmaya yüz tutmuş faydalanma şekillerinin ortaya çıkarılması hedef olarak belirlenmiştir. Kaybolan her yabani ya da tarımsal çeşitle birlikte gen zenginliği biraz daha daralıyor ve kültürel zenginliğimiz azalıyor. Yerel çeşitlerin kaybolmasıyla birlikte etrafındaki bilgilerin - yerel adlar, en iyi yetiştirme ve hasat alma koşulları, kullanım şekilleri, tohum ve meyve özellikleri - hepsi yok olup gitmektedir. Bu çeşitlere verilen isimler, yerel halkın esprilerini, dil zenginliğini, kültürel mirasını, bazen dünyaya bakışlarını yansıtır. Örneğin; "sarıbayram elması", "hırsız almaz armudu", "horoz fasulye", "bekiroğlu eriği", "karıkoca barıştıran otu", "güve otu", "kısa mahmut otu", ''kafkaliza otu'' gibi. Etnobotanik çalışmalarda yöreyi tanıma, yörede harcanacak zaman, kaynak kişilerle iletişim çok önemli bileşenlerdir. Araştırma boyunca ilk yazarın yöredeki bir okulda öğretmen olarak çalışması birçok fırsatı beraberinde getirmiştir. Bu durum yerel pazarları sürekli takip etme, bitkileri sürekli (çiçek-meyve dönemi) izleyebilme, köylere daha çabuk ulaşma, arazi gezilerini daha sık yapma, anket çalışmalarını uygulama, öğrenci velileri aracılığıyla kaynak kişilere ulaşma vb. daha birçok açıdan büyük kolaylık sağlamıştır.
GIDA OLARAK KULLANILAN BİTKİLER
Gıda olarak tüketilen bitkilerde yaygın kullanım şekillerine baktığımızda; meyve ve tohumları yenilenler (50), yaprakları yenilenler (42), çay olarak kullanılanlar (30), kök ve gövdeleri yenilenler (12), baharat olarak kullanılanlar (12) takson şeklindedir. Doğal olarak kullanılan bitkilerde kullanım sırası; yaprakları yenilenler (34), çay olarak kullanılanlar (28), meyve ve tohumları yenilenler (16), kök ve gövdeleri yenilenler (11), baharat olarak kullanılanlar (9) takson şeklindedir. Ekimi yapılan bitkilerde ise; meyve ve tohumları yenilenler (34), yaprakları yenilenler (8), çay olarak kullanılanlar (2), kök ve gövdeleri yenilenler (1), baharat olarak kullanılanlar (2) takson şeklindedir.
Araştırmanın kapsadığı alanlar olarak, Meyve ve Tohumları Yenilenler, Yaprakları Yenilenler, Kök ve Gövdeleri Yenilenler, Baharat Olarak Kullanılanlar, Çay Olarak Kullanılanlar, Tıbbi Bitkiler, Süs Bitkileri, Yem Bitkileri, Yakacak Olarak Kullanılan Bitkiler, kömürü yapımı az da olsa devam etmektedir. El Sanatlarında faydalanılan bitkiler, Boya Elde Edilen Taksonlar, Ağaç İşleri, Nazarlık ve Süpürge Olarak Kullanılan Taksonlar, Mantarlar, Sepet ve Sele Örmede Kullanılan Taksonlar” belirtildi.
2007-2009 yılları arasında Havran ve Burhaniye yörelerinde sürdürülen etnobotanik araştırmalarında 76 familyaya ait 239 bitki taksonu ve dokuz mantar familyasına ait 10 mantar çeşidi kaydedilmiştir. Araştırma alanında etnobotanik araştırmalar sonucu toplanan 239 bitki taksonundan 193 tanesi yörede doğal olarak yetişirken, 46 tanesi ekimi yapılan taksonlardır. Bu bitkilerin sırasıyla gıda (141), halk tıbbı (118), el sanatları (48), süs (34), hayvan yemi (30), yakacak (20) takson olarak yörede kullanıldıkları tespit edilmiştir.
Araştırma alanında elde edilen verilere göre, en yaygın bitki kullanımının gıda amaçlı olduğu görülmektedir. Bu veri araştırma alanına yakın alanlarda ve çevresinde yapılmış olan (Ertuğ 2003,2004; Onar 2006; Satıl vd. 2007,2008; Bulut 2008) çalışmaların çoğu ile uyum içerisindedir (Çizelge 5). Çalışmaların çoğu ile uyum içerisindedir. Araştırma alanında çay olarak içilen taksonlar dışında gıda, olarak tüketilen bitkilerin 75 tanesi doğal yetiştirken 41 tanesi ekilen taksonlardan oluşmaktadır
Araştırma alanında ticari olarak bitkilerden bir diğer faydalanma şekli bitki sularıdır. Çalışma alanında
eskiye oranla azalmasına rağmen, hâlâ bazı köylerde bitki suyu çıkarılıp yöresel pazarlarda satılmaktadır. Burhaniye İlçesi'ne bağlı Bahadınlı ve Karadere, Havran İlçesi'ne bağlı Köylüce köylerinde "imbik" adı verilen düzeneklerle başta kekik çeşitleri olmak üzere bazı bitkilerin suyu çıkarılmaktadır. Kekik suyu elde etmek için sıklıkla kullanılan türler Origanum onites, Origanum vulgare taksonlarıdır. Ayrıca imbikle kekik suyu çıkarılırken suyun üzerindeki yağ damlacıkları toplanılıp kekik yağı olarak satılmaktadır. Yörede Origanum sp. türlerinin yanı sıra melisa (Melissa officinalis), lavanta (Lavandula stoechas), perçem otu (Achillea millefolium)
bitkilerinin suyunun çıkarılıp satıldığı görülmüştür. Karadut (Morus nigra), kızılcık (Cornus mas) şurubu, yerel pazarlarda bolca satılan diğer ürünlerdendir. Özellikle Havran Dereköy Köyü ve çevresinde üretilen karadut suyu Havran – Balıkesir yolu üzerinde yeralan tezgahlarda satılmaktadır.
Yöredeki pazarlarda ticari olarak önem taşıyan diğer bir ürün zeytinyağından yapılan sabundur. Alanda birkaç yıl öncesine kadar bazı köylerde çitlembik (Pistacia terebinthus) yağından sabun yapıldığı bilgisine ulaşılmıştır. Havran İlçesi Çakırdere Köyü'nde yapılan araştırmalarda 70 yaş civarı bazı kaynak kişilerin, çitlembik (Pistacia terebinthus) meyvelerinden elde edilen yağın eskiden kızartmalarda da kullanıldığı bilgisini belirtmiş olmaları, oldukça dikkat çekici bulunmuştur. Tarama yapılan etnobotanik kaynakların hiçbirinde bu veriye ulaşılmamıştır. Çitlembik meyveleri su içine bırakıldıklarında, kırmızı ve içi boş olanlar yüzeye çıkar ve bunlar genellikle hayvanlara verilir, bununla beraber siyah ve içi dolu olan çitlembik meyveleri dibe çöker. Siyah çitlembik meyveleri ezilerek yağ eldesinde kullanılmaktadır. Bu gelenek günümüzde tamamen kaybolma noktasındadır. Araştırma alanında yapılan detaylı çalışmalarda hâlâ Havran İlçesi'ne bağlı Çakırdere ve
Taşarası köylerinden toplanan çitlembiklerin bazı aileler tarafından sabun üretmek amacı ile Dursunbey İlçesi'ne götürüldüğü tespit edilmiştir. Havran ve Burhaniye ilçelerini etnobotanik açıdan karşılaştırdığımızda temel olarak büyük farklara rastlanılmamaktadır. İlçeler arasındaki küçük farklara baktığımızda, denize yakınlık ve yöresel isim başlıkları ön plana çıkmaktadır. Burhaniye denize kıyısı olması itibarı ile doğal olarak deniz börülcesi
(Salicornia europaea), deniz fasulyesi (Salsola soda) gibi deniz kıyısında yetişen taksonlar bakımından Havran'a göre farklılık gösterir. Otlara verilen yöresel isimlere bakıldığında, Burhaniye yöresinde kafkaliza(Tordylium apulum), radika (Taraxacum officinale), vilita (Amaranthus retroflexus), istifno (Solanum nigrum) vb. bazı taksonların Rumca kökenli isimleri hâlâ yaygın olarak bilinip kullanılmasına rağmen, Havran yöresinde bu isimlerin hemen hemen hiç bilinmemesi dikkat çekicidir. Bunun nedeni muhtemelen Rum vatandaşların kıyı şeridinden ayrılışının iç bölgelere göre daha yakın zamanda olmasıdır. Yörede Havran ve Burhaniye pazarlarını karşılaştırdığımız zaman, birbirlerine yakın oldukları için temel farklar görülmemektedir. Burhaniye ve Havran köylerinden çoğu kişinin, her iki pazara da tezgah açtığı tespit edilmiştir. Havran İlçesi daha çokdağ köyüne sahip olduğu için pazarlarda satılan yabani ot çeşitliliği daha fazladır. Diğer taraftan
Araştırma alanında yörenin genel yapısının içinde farklılık gösteren kültürel gruplar da yaşam sürmektedir. Alevi - Türkmenler ve Roman grupları değişik kültürleriyle yörenin kültürel zenginliğinin önemli bileşenleridirler. Yörede yaşayan Alevi - Türkmenlerin Burhaniye - Tahtacı Köyü ve bir miktar da Pelitköy'de yaşadıkları görülmektedir. Alevi- Türkmen kültüründe bitkilerden faydalanma ilişkisi beşikten başlar ve ölünce gömüldükleri tabutlarla kısmen sona erer. Ancak mezar taşlarına yaptıkları çiçek süsleri onlara eşlik etmeye devam eder. Alevi- Türkmenler'in ölülerini çınar (Platanus orientalis) ve kızılçam (Pinus brutia) odunundan yapılmış tabutlarla beraber gömmeleri, yöredeki diğer hiçbir grupta görülmemektedir. Ayrıca yine bu grubun üzerlik tohumlarını (Peganum harmala) ve buğday başaklarını (Triticum aestivum) nazarlık olarak evlerde ve çocuk beşiklerinde kullanmaları, yörenin genel yapısından farklılık gösterir. Gıda ve tıbbi olarak faydalanılan otlar isimlendirme olarak küçük farklılık gösterse de, kullanılan çeşitler ve faydalanma şekilleri diğer gruplarla aynıdır.
HAVRAN’DA HAMBAR’LAR DİKKAT ÇEKİYOR.
Araştırma alanında yapılan incelemelerde, Havran İlçesi Taşarası Köyü'nde tohumlukların ve diğer kışlıkların konulduğu ev dışında yapılmış "Hambar" adı verilen yapılar oldukça dikkat çekmiştir. Bu yapılar, içlerine konulan malzemelerin nemden korunması için yerden 1 m'ye kadar yükseltilmiştir. Etrafları genellikle çınar veya çam kerestesi ile kapatılmış ve üzerleri ısı dengesinin korunması amacıyla yulaf sapları ile örtülmüştür. Eskiden daha yaygın olduğu söylenen bu yapıların sayısı günümüzde çok azalmıştır.
Çalışma kapsamında gezilen köylerden sadece Havran- Taşarası Köyü'nde bu yapıların yaz kış yaygın olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Hambarların içine kışlık bakliyatlar (fasulye, nohut, mercimek), kurutulmuş gıdalar (bamya, biber, patlıcan, erik kurusu), sonraki mevsimlerde ekilmek için saklanılan tohumluklar ve peynir, reçel, pekmez vb. malzemeler konulmaktadır.
Hambarların üzerlerine örtülen yulaf sapları, yaz aylarında bu yapıların içinin çok serin olmasını sağlamaktadır. Yaz aylarında bu yapılar köylüler tarafından doğal buzdolabı gibi kullanılmaktadır.
Geleneksel köy çeşitlerinin yeniden ekilmesi ve ticari değer kazanmaları için, ülkenin tarım politikası da çok önem arz etmektedir.” Sözleri yer aldı.