17 Eylül 2024 Salı
EDREMİT KÖRFEZİNDE MEYDANA GELEN DEPREMLER….
Balıkesir Sivil Havacılık Okul Md. ve İda Madra Jeoparkı Koordinatör Yardımcısı Abdullah Soykan ile Deprem Üzerine Özel Röportaj
Öncelikle olarak Abdullah Bey deprem nedir?
Deprem, doğal etmen ve süreçlerin etkisi altında yerkabuğunda ve daha az olarak da üst mantoda meydana gelen kısa süreli sarsıntılar olarak tanımlanabilir. Depremlerde öncü ve artçı sarsıntılar olabilir. Öncü sarsıntılar uyarı niteliğinde olduklarından çok önemlidir. 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 6 Şubat 2023 Pazarcık depremlerinde öncü sarsıntıların olmaması can ve mal kayıplarını arttırmıştır. Büyük depremlerden sonra artçı sarsıntılar bazen günlerce ve aylarca sürebilir.
Kırılma ve bağlı olarak depremlere neden olan enerji, yüzlerce hatta binlerce yıl süreyle yavaş yavaş birikmektedir. Biriken bu enerji, kayaçlarda zamanla yamulmaya yol açarak, onların en zayıf kısmında ani kırılmalara neden olur. Bu kırıklara fay adı verilir.
Kırılmalar sonucu oluşan iki blok, yanal veya düşey yönde kayarak, fayın her iki tarafında ve ters yönde hareket ederler. Kırılma sırasında açığa çıkan enerjinin, yer kabuğunda yaptığı titreşimler depremleri oluştururlar. Yer değiştirme alanı ne kadar uzun ve geniş olursa, o kadar fazla enerji açığa çıkar ve deprem de o derece büyük olur. Uygulanan kuvvetin kaynağı nasıl olursa olsun, uygulamanın devamında yeryüzü parçası kırılır (fay’ın oluşması).
Bölgemizin coğrafi yapısı ve geçmiş yıllarda bölgede meydana gelen depremler hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
6 Ekim 1944’te yerel saatle 05.34’te Edremit Körfezi merkezli bir deprem gerçekleşti.
6,8 Ms büyüklüğünde olan ve 20-25 saniye kadar süren deprem; Akhisar, Manisa, Tekirdağ, Gönen, Midilli ve İzmir‘i kapsayan yaklaşık 250 km çapındaki bir bölgeyi etkiledi. 73 can kaybı ve 275 yaralı ile sonuçlanan depremde 2200’den fazla bina hasar aldı.
1944 depremi, fayın Altınoluk segmenti üzerinde meydana gelmiş ve yüzey faylanması gelişmiştir.
Depremde gelişmiş yüzey faylanmasının uzunluğu 40 km dir. Fayda deprem tekrarlanma aralığına yönelik paleosismolojik bulgu yoktur. Son yüzyıldaki aktivitesi değerlendirildiğinde fayın Zeytinli segmentinde yüzey kırılması ile sonuçlanan deprem gelişmemiştir. Dolayısıyla yakın gelecek açısından değerlendirildiğinde bu segmentin deprem üretmesi daha olağandır.
Bölgemizde yerleşim alanların zemin durumu nedir?
Zemin özellikleri açısından Edremit İlçesi sınırlarında gri renk ile gösterilmiş alanlar (Edremit Ovası) çok genç alüvyon dolgu sahaları olup deprem açısından yerleşime uygun alanlar değildir. Bu alanlarda yapı yapılamaz diyemeyiz. Uygun teknolojiler kullanılarak yapılabilir. Ama mümkünse Ülkemizin en verimli ovası yerleşim için tercih edilmemelidir. Tarımsal faaliyetler için kullanılmalıdır. Geçici iskan alanlarının bile bu zeminden daha sağlam zeminlere kaydırılması gerekir.
Bölgemizde depreme yönelik kurumların, inşaat firmalarının ve halkın ne gibi önlemler alması gerekir? Binalar yapılırken nelere dikkat edilmeli? Şu an birçok kişi” oturduğum ev sağlam mı diye sorguluyor”. Bu kişiler evlerinin depreme dayanıklı olup olmadığını nasıl öğrene bilirler?
Bu sorunuza deprem öncesi, deprem sırasında ve sonrasında yapması gerekenlerin olduğunu ifade ederek başlamak isterim. Kamu kurumlarımızın yöneticileri 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli başlayan ve halen büyük artçı sarsıntılar ile devam eden deprem bölgesine gidip gördüler. Eminim hepimiz bu büyük afetten üzerimize düşeni alacağız. Burada hiç şüphesiz en önemlisi yerleşim yerlerini seçerken sağlam zeminleri tercih etmemizdir. Bunun için yerbilimleri konusunda uzmanların raporlarına (jeolojik, jeomorfolojik, jeofizik ve geoteknik) kulak vermek gerekir.
Kamu binaları başta olmak üzere mümkün olduğunca yıllardır Japonya’da uygulanan ve ülkemizde de son yıllarda az da olsa kamu binalarında örneklerini gördüğümüz sismik izolatör sisteminin yeni yapılacak yapılarda kullanımına geçilmesi gerekir. Edremit ilçemizde yakın zamanda bazı okullarda depreme dayanıklılık durumu dikkate alarak başlamış olan iyi uygulamaların kentsel dönüşüme evrilerek devam etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Şu an vatandaşlarımız evlerinin sağlamlık durumu hakkında önce zemin özelliklerinin durumu için jeoloji mühendisleri odaları ile binası içinde inşaat mühendisleri odaları ile iletişime geçebilirler.
Edremit ilçemiz başta dağ ve deniz konumu ile olağanüstü güzelliklere yani nimetlere sahiptir. İlçenin bir çok noktasından çıkan sıcak su kaynakları aktif fay hatları ile ilişkilidir. Bu biraz nimet külfet olayıdır. Yukarıdaki nimetlerin külfeti de depremdir. Bu ilçede olduğu gibi ilimizde ve ülkemizde depremlerin afetlere ve felaketlere dönüşmemesi için vatandaşlarımızda deprem bilincinin oluşması/oluşturulması çok önemlidir. Türkiye’nin deprem gerçeğini kabullenerek önlemlerimizi acilen almak durumundayız.
Son olarak Abdullah Bey, Edremit’te olası bir depremde Acil Toplanma Alanları uygun mudur? ve Geçici İskan Alanları yeterli midir?
Bir deprem durumunda Acil Toplanma Alanları’nın nitelikleri uluslararası standartlarda belirlenmiştir. Bu alanlar için yine 2013 yılında bulunduğum Japonya’dan örnek vermek isterim. Japonya Acil Toplanma Alanı olarak okulları kullanıyor. Çünkü okullar normal sanat yapılarından en az 5 kat daha sağlam yapılıyor. Bu alanlar herkes için erişilebilir mesafede. Söz konusu okullarda gıda başta olmak üzere ilk yardım malzemesinden kıyafete kadar her şey yedeklenmiş durumda. Yağmur yağsa da insanlar ıslanmıyor, üşümüyor.
Edremit’teki 7 adet Geçici İskan Alanının uygunluk durumuna ilişkin Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nden Jeomorfolog Murat Yaman ile (Sphere Project’e göre) yapmış olduğumuz değerlendirmede uygun olmadığını gördük. Geçici İskan Alanları belirlenirken de uluslararası standartlar mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır diye düşünüyorum.
Bizimle röportajı kabul ettiğiniz ve zaman ayırıp önemli bilgileri bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.
Röportaj: Sebile Gülüzar Dışkaya / ETO Basın Halkla İlişkiler ve Proje Sorumlusu